Bingöl ve İlçeleri Kültür Web Tanıtım Sitesi
  Kültür
 
Halk Oyunları
 
 

Bingöl halk oyunları kendine özgü karakteri ile büyük bir beğeni kazanmıştır. Özellikle komşu iller tarafından taklit edilmektedir.Bingöl halk oyunlarının bilhassa Diyarbakır'da oynandığına tanık olmaktayız.

Kartal Oyunu

Bu oyunda Oyuncular, dağlarda sert kayalar üzerinde uçan kartalları andırır. Oyunun, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıktığı rivayet edilir. Karlıova'dan Şeref Meydanı'na doğru saldırıya geçen Rus kuvvetleri ile askerlerimiz ve milis kuvvetlerimiz arasında meydana gelen savaşta galip gelen kuvvetlerimizin kahramanca savaşını öyküler. Savaş meydanında kalan düşman cesetlerine kartalların hücum etmesiyle, kartal oyunu sembolize edilmiştir.

Delilo Oyunu

Oyun kızlı ve erkekli oynanır. Çevrede en fazla oynanan oyunlardan biridir.

Meryemo El ele tutuşarak bir çember yapılır. Tutulan eller içe ve dışa doğru sallanır. İleri çökme hareketleri yapılır. Oyun oynanırken şu türkü söylenir.

Çepik (El Çırpma)

Çok sert figürleri olan bir oyundur. Oyun, yöre insanının tabiat ile olan mücadelesini ve oyuncular arasında bir nevi kuvvet denemesini yansıtır. Oyun; davul, zurna eşliğinde oynanır. Müziğin başlaması ile birlikte sağ ayakla oyuna başlanır. Üç adım öne yürünür, üç adım bitiminde eller çırpılır. Bu hareketlerin bir kaç kez tekrarından sonra eşler birbirlerine dönerek ellerinin içleri ile üçer defa sert bir şekilde karşılıklı vuruşurlar. Bu vurma hareketleri bir kaç kez yapılır

Çaçan

Hareketli bir oyundur. Yörede en çok sevilen ve tutulan oyunlardandır, Ayaklar yeri döverek tempo tutulur ve öne doğru üç sıçrama yapılır. Hareketlerin aynı anda yapılmasına özen gösterilir. Oyun oynanırken en çok şu türkü söylenir.

Diğer Halk Oyunları

Gövend (Halay), Horani

Seyirlik ve Eğlencelik Oyunlar

Sarımsak Oyunu, Darı Sulama, Değirmenci, Muhtar, Kalaycı, Kalkağan Şenliği, Çulapı (Üç Ayaklı Çatal Ağaç) Oyunu, Gelin Oyunu, Cirit Oyunu, Şel Atmak (Taş Atmak)

Adetler
 
 
Her toplumun kendine has adet ve inanışları vardır. Yöremizde geçmişten günümüze gelen ve halk arasında var olan, töreler, adetler, inançlar halk tabipliği az da olsa itibar görmektedir.

1- Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmayıncaya kadar evden çıkarılmaz, o ev komşulara ateş vermez.

2- Yeni doğan çocuğun kulağına ezan okunur.

3- Karga (Saksağan) kapıda öterse uğursuzluk getirir

4- Eve yeni gelen gelinin kayınbaba ve kayınbiraderlerle konuşması ayıplanır.

5- Aile büyüklerine karşı çocuğu kucağına alma, onunla ilgilenme ve sevme hoş karşılanmaz.

6- Güneş ve ay tutulmalarında ezan okunur ve iki rekat namaz kılınır.

7- Kesilen tırnaklar toprağa gömülür.

8- Köpeklerin uluması uğursuzluk getirir.

9- Cuma günleri yaş odun kesilmez,ekin biçilmez

10- Ölü evinde üçgün yemek pişirilmez

11- Yeni doğan bebeğin kesilen göbeği cami duvarına konursa çocuk din alimi, okul duvarına konursa tahsilli olur.

12- Sarılık hastalığına yakalanan kimselere sarı boncuk veya altın takılır, sarı elbise giydirilir.

13- Cuma günleri çamaşır yıkanmaz.

14- Nazardan korunmak için mavi boncuk veya muska takılır.

15- Bazı çıbanları patlatmak , içindeki iltabı çekmek için üzerine soğan veya geniş yapraklı bitki(yörede Pelhaves denilen yaprak konur)

16- Armut ve elma ağaçları çok çiçek açarsa o yıl kar yağar.

17- Geceleri hava bulutlu olup içinde kırmızılık varsa yağış olmaz.

18- Bulutlar doğuya doğru kayarsa hava güneşli olur, Batıya kayarsa yağış olur.

19- Kuşlar sürü halinde ağaçların tepesine konarsa o yıl kışın erken geleceğine ve şiddetli geçeçeğine inanılır.

20- Geceleyin aynaya bakmak uğursuzluk getirir.

21- Akşamları evi süpürmek bereket kaçırır.

22- Yolculuk yapanların arkasına su dökülür.

23- Arının soktuğu yere çamur sürülür,Sıcak taş ve demir bastırılır.

24- Gün batımından sonra tırnak kesmek uğursuzluk getirir.
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol